26112022 Tarihli Makale

Devletin Uygunluk Değerlendirmedeki Asıl Rolü Üzerine Değerlendirmeler

Yazar: Cengiz Özbay

Giriş

Uygunluk değerlendirme; ürünlerin, hizmetlerin veya süreçlerin belirli standartlara, mevzuata ya da uluslararası normlara uygunluğunun tespit edilmesini sağlayan önemli bir mekanizmadır. Bu mekanizma, hem tüketici güvenliğini korumak hem de ekonomik faaliyetlerin düzenli ve güvenilir şekilde yürütülmesini sağlamak açısından kritik bir işlev görür. Uygunluk değerlendirme sisteminin güvenilirliği ise büyük ölçüde devletin bu alandaki rolünü nasıl konumlandırdığıyla doğrudan ilişkilidir. Devlet, bu yapı içinde sadece bir kontrol organı değil; aynı zamanda sistemin çerçevesini belirleyen, işleyişini yönlendiren ve güvence altına alan temel otoritedir.

Devletin Düzenleyici Rolü

Uygunluk değerlendirme alanındaki en temel devlet görevi, ulusal düzeyde standartları ve yasal çerçeveyi oluşturmaktır. Devlet, risk düzeyine göre hangi sektörlerde uygunluk değerlendirmenin zorunlu veya isteğe bağlı olacağını belirler. Ayrıca asgari teknik gereklilikler, uygulama prosedürleri, hizmet kalitesi ve denetim kriterleri yine devlet tarafından tanımlanır. Bu rol, uygunluk değerlendirme faaliyetlerinin tutarlılığını ve güvenilirliğini sağlar. Kuralların devletçe belirlenmediği bir ortamda hem tüketici güvenliği hem de piyasa düzeni ciddi zarar görebilir.

Kamu Güvenliğini Sağlama Sorumluluğu

Uygunluk değerlendirmenin temel amacı kamu güvenliğini korumaktır. Bu nedenle devletin rolü yalnızca mevzuat hazırlamakla sınırlı değildir. Gıda güvenliği, çevresel sürdürülebilirlik, turizm güvenliği, sağlık ve hijyen gibi toplumun doğrudan etkilendiği alanlarda devlet, minimum güvenlik seviyesinin korunması için denetim ve yaptırım mekanizmalarını işletmek zorundadır. Bu görev, hiçbir şekilde özel sektöre devredilemez; zira kamu güvenliği doğrudan devletin anayasal sorumluluk alanına girer.

Akreditasyon ve Gözetim İşlevi

Uygunluk değerlendirme faaliyetlerinin ulusal ve uluslararası düzeyde tanınabilir olması, güçlü bir akreditasyon mekanizmasını gerektirir. Akreditasyon, bir uygunluk değerlendirme kuruluşunun teknik yeterliliğini doğrulayan ve tarafsızlığını güvence altına alan bir yapıdır. Türkiye’de TÜRKAK bu görevi yürütmektedir ve devlet bu yapının hem bağımsız hem de teknik açıdan yetkin çalışmasını güvence altına alır. Ayrıca devlet, yetkilendirdiği uygunluk değerlendirme kuruluşlarının faaliyetlerini düzenli olarak gözetler, uygunsuzluk durumunda yaptırım uygular ve gerektiğinde yetkiyi iptal eder. Bu süreç, uygunluk değerlendirme sisteminin bütünlüğünü korumak açısından vazgeçilmezdir.

Özel Sektör İle Rol Paylaşımı

Günümüzde uygunluk değerlendirme faaliyetlerinin büyük bir kısmı özel sektör tarafından yürütülmektedir. Bu durum, hem hizmet çeşitliliğini hem de erişilebilirliği artırırken, devletin üstlendiği düzenleyici rol ile özel sektörün uygulayıcı rolü arasında doğal bir iş bölümü oluşturur. Devlet; politika belirler, kuralları koyar, akredite eder ve gözetler. Özel sektör ise teknik uygulamayı yürütür, değerlendirme yapar ve rapor hazırlar. Bu iş modeli, uluslararası alanda da yaygın kabul görmüş modern bir sistemdir. Ancak rol paylaşımının sınırları açık olmalı ve kamu güvenliğini ilgilendiren tüm süreçlerde devletin final denetim otoritesi olduğu unutulmamalıdır.

Sonuç

Devletin uygunluk değerlendirme alanındaki asıl rolü; sistemi düzenleyen, yöneten ve güvence altına alan yüksek otorite olmaktır. Özel sektörün uygunluk değerlendirme faaliyetlerine aktif olarak katılması sistemin dinamik ve erişilebilir olmasına katkı sağlarken, devletin düzenleyici ve denetleyici fonksiyonları sistemin güvenilirliğini, tarafsızlığını ve sürdürülebilirliğini teminat altına alır. Bu nedenle uygunluk değerlendirme mekanizmasının etkin şekilde işlemesi, devletin güçlü ve kararlı bir düzenleyici rol üstlenmesiyle mümkündür. Devlet ve özel sektör arasındaki bu denge, hem ekonomik gelişme hem de kamu güvenliği açısından kritik öneme sahiptir.